T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Çanakkale Mehmet Akif Ersoy İl Halk Kütüphanesi

18 Mart Deniz Harekatı

18 Mart Deniz Harekatı

Sıra artık Amiral Carden’in planının üçüncü ve dördüncü devrelerini uygulamaya gelmişti. Bu plan başarıyla uygulanırsa boğazdaki mayınlar temizlenecek, en dar yerdeki (Kilitbahir-Çanakkale) kara tahkimatı (iç savunma bölgesindeki tabyalar) tahrip edilecek ve Marmara’ya çıkılacaktı.

Lakin Goeben ve Breslau’nun peşinden Çanakkale ağzına geldiği 10 Ağustos 1914’ten beri yedi aydır üstlendiği görevler ve Ege’nin tuzlu sularında geçirilen zor kış ayları, Carden’i sağlık yönünden çok yıpratmıştı, hastaydı ve son harekâtı yürütecek gücü kalmamıştı. Doktorların kesin raporu üzerine, görevi Amiral De Robeck’e devrederek 16 Mart’ta Londra’ya hareket etti.
26 Şubat, 17 Mart arasındaki günleri itilaf devletleri donanması mayın arama tarama faaliyetleriyle geçirdi. Bu arada bazı bölgelere tahrip müfrezeleri çıkarılarak, susturulmuş topların tahribine çalışıldığı gibi; methalle merkez arasında ve merkezde bulunan bazı bataryalar da bombardıman edildi.  17–18 Mart gecesi üç muhriple yedi mayın arama tarama gemisi saat 22.00’dan 02.00’a kadar süren son aramalarını yaparak, methalden Kepez Burnu’na kadar olan bölgenin temiz olduğunu rapor ettiler. Hâlbuki 8 Mart 1915 günü Nusrat mayın gemisi Erenköy koyuna 26 mayın dökmüştü. Bu mayınları düşmanın fark edememiş olduğu 18 Mart günü cereyan edecek muharebede anlaşılacak ve düşman keşfedemediği, temizleyemediği bu mayınları serseri mayın olarak niteleyecektir.
Türk tarafında ise tabyalarımız olası bir saldırı için hazırlıklarını tamamlamışlardı. 18 Mart 1915 Perşembe günü erken saatte Alman pilot Yüzbaşı Serno ve gözetleme subayı Yüzbaşı Schneider keşif için uçakla Çanakkale havaalanından havalanmışlardı ve f,lonun Bozcaada önlerinde hareketlenmekte olduğunu bildirmişlerdi. Az sonra pilot Cemal’de Ertuğrul adlı uçağı ile havalanarak aynı bilgileri doğrulayacaktı.
İlk haberle birlikte Türk tarafı hareketlenmeye başlamıştı. Her tarafta alarm verilmiş, neferler görev yerlerinde pozisyonlarını almış ve dürbünler boğazın girişine, düşmanın geleceği yöne çevrilmiş hazır beklemekteydiler. Amiral De Robeck, bir gün önceki komutanı Amiral Carden’in planını aynen uyguluyordu. Buna göre donanma sava a birbiri ardına üç gurup halinde girecekti.
Birinci Gurup:
Bizzat Amiral De Robeck komutasında, Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson, Inflexible adlı dört güçlü İngiliz zırhlısından oluşmaktaydı. Bu gurubun görevi, en önde boğaza girerek, uzak mesafede, 13 kilometreden merkez tahkimatını ateş altına almak ve arkadan gelip ileriye geçecek diğer guruplara destek sağlamaktı.

İkinci Gurup:
Fransız Amiral Quepratte komutasında, Gaulois, Charlemagne, Bouvet, Suffren adlı dört Fransız zırhlısından oluşmaktaydı. Bu gurup, ikinci sırada bulunacak, 1,5 – 2 saat sonra emirle birinci gurubun önüne geçecek ve 5–6 kilometreye kadar sokularak merkez tahkimatının imha işine katılacaktı.

Üçüncü Gurup:
On eski İngiliz zırhlısından kuruluydu. Prince George, Majestic, Vengeance, Irresistible, Albion, Ocean, Triumph, Swiftsure, Corn Wallis, Canapos. İkinci guruptan iki saat kadar sonra ileriye çıkarak onun yerini alıp savaşmaya hazır olacaktı.

Bunların yanı sıra, her gurubun yanında mayın koruması için mayın tarama gemileri, orta bölgedeki küçük Türk topçusu sindirilecek kruvazörler, muhripler bulunuyordu. Böylece o tarihte Amiral De Robeck emrinde 12’si İngiliz, 4’ü Fransız olmak üzere 16 zırhlı, 4 Kruvazör, 14 muhrip, 6 uçak, 1 uçak gemisi, 5’i İngiliz 2’si Fransız 7 Denizaltı, 21 Mayın tarama gemisi, 30’dan fazla bot, 1 muhrip ana gemisi, 1 gambot ve çeşitli yardımcı gemilerden oluşan hemen hemen 100 parçalık büyük bir donanma vardı.

Plana göre kalan mayınların temizlenmesine bombardımanın ikinci saatinde mayın tarama gemileriyle başlanacak ve Çanakkale’ye kadar 800 metre genişlikte bir koridor açılacaktı.  Aynı saatlerde bazı gemiler boğazın dışında, Gelibolu yarımadasının batısında çıkarma yapılıyormuşçasına gösteride bulunacak, bir kruvazör bu sahilde aşırma ateşleriyle merkez tahkimatını ateş altına alacak, diğer bir ağır kruvazör güneyde Kumkale açıklarında Anadolu yakasındaki hedefleri bombardıman edecekti.

Limni, Gökçeada ve Bozcaada’dan hareket eden gemilerin, Boğaz ağzında üç gurup halinde savaş düzenini almaları bir saatten fazla sürmüş, sonra saat:10.05’te mayın tarama gemilerini koruyan iki kruvazör eşliğinde donanma öncüleri Boğazdan içeriye girmeye başlamışlardı.

Kruvazörlerin hemen arkasından saat 10.30’da Agamemnon’un kılavuzluğunda Amiral De Robeck’in bulunduğu en güçlü gemi, Queen Elizabeth ve diğer üç zırhlıdan oluşan birinci gurup Boğaz’a girerek yerlerini aldılar. Üçüncü guruptan Triumph ve Prince George da, büyük zırhlıların iki kanadında ilerlemekteydi.

Triumph savaş gemisi saat 11.15’te ilk atışı ile savaşı başlattı. Düşmana karşılık Mesudiye ve Dardanos tabyalarından verildi. Türk savunma planına göre gemiler topçuların menziline girinceye kadar pusuda beklenecek ve menzil içine girer girmez baskın tarzında ateş açılacaktı. Birinci gurubun dört büyük zırhlısı ateşe az sonra, saat 11.30’da başladı. Bunlar merkez tahkimatı hedef seçmişlerdi. Queen Elizabeth, Anadolu Hamidiyesi, Agamemnon Rumeli Mecidiyesi, Lord Nelson Namazgâh ve Inflexible da Rumeli Hamidiyesi’ni hedef almışlardı. Bu sırada düşmana ateş eden sadece ortadaki küçük topçulardı. Bunlar yer değiştirerek görevlerini yerine getiriyorlar, düşmanın derinlikteki merkez tahkimat topçusunu rahatça dövmesini engelliyorlar ve ateşleriyle düşman mayın tarama gemilerinin ileri sokulmasını önlüyorlardı. 35 dakika kadar süren bu tek taraflı bombardımandan sonra Amiral De Robeck, geride sessizce bekleyen ikinci gurubun ileriye geçmesi için emir verdi. Fransız Amirali komutasındaki dört Fransız zırhlısı saat 12 sıralarında harekete geçti. Gaulois, Charlemagne soldan; Bouvet ve Suffren sağdan birinci hat İngiliz zırhlılarını geçerek ileriye yanaştılar. Fransızlar şimdi merkez tahkimatındaki ağır Türk topçularının etkili menziline girmişti. O zaman kadar suskun kalan Türk ağır topçuları birden ateşe başladılar. İlerleyen dakikalarda hem birinci guruptaki Fransız, hem de ikinci guruptaki İngiliz zırhlıları ölümcül yaralar aldı. Fransızların Bouvet zırhlısı, özellikle Rumeli Mecidiyesinin ateşleriyle ağır yaralandı. Fransız Gaulois ve Charlemagne’da da hasar vardı. Fransız Suffren zırhlısına da 14 dakikada 14 mermi isabet etmiş, gemide yangınlar çıkmıştı. Bir taraf yeni ve seri ateşli toplara sahipti, diğeri daha eski ve çoğunlukla adi ateşli toplarla dövüşüyordu. Müttefiklerin 276 topuna karşılık, Türklerin savaşa katılan 78 topu vardı. Bir tarafın elindeki bol cephaneye karşı diğer taraf elindeki kısıtlı cephaneyi sakınarak kullanmak zorundaydı. Kuşkusuz Türk tarafında da kayıplar vardı. Toplardan bazıları isabet alarak saf dışı kalmış, bazıları arızalanarak ateş edemez hale gelmiş, bazıları da toprak altında kalmıştı. Telefon telleri de yer yer koptuğundan, toplarla gözetleme ve komuta yerleri arasında bağlantı sağlanamıyordu. Bu da ateşe devamı engelliyordu. Bu sebeplerle saat 14.00’a doğru Türk ağır topçusunun ateşlerinde bir yavaşlama sezilmekteydi. Türk topçusundaki bu azalma Amiral De Robeck’ i ümitlendirdi. Mayın tarama gemilerine muhriplerin kontrolünde ve korumasında ileri çıkmaları için emir verdi. Üçüncü guruba planlanan zamandan 1,5 saat evvel ön saftaki Fransızların yerini almasını bildirdi. Bunun üzerine gerideki üçüncü gurup İngiliz zırhlıları onlara yer açmak üzere büyük bir çark hareketiyle çekilmek üzere hareketlendiler. Düşman mayın tarama gemileri bugüne kadar ancak en öndeki iki sıra mayını temizleyebilmişlerdi. Hiç kimsenin Nusrat’ın gizlice yeni mayın döktüğünden haberi yoktu. İşte o günkü savaşın kaderini saptayacak alan da bunlardı. Üçüncü guruptaki İngiliz gemilerinin ikinci gurup Fransız gemilerinin yerini almak üzere ileri yanaşmaları üzerine ileri yanaşmaları boğazın en geniş yeri olan Erenköy Koyu önlerinde trafiği karıştırmıştı. Nusrat’ın mayınları da bu sırada müthiş bir sürpriz halinde ortaya çıktı.

Fransızların Bouvet zırhlısı saat 14.00’da Nusrat’ın döşediği mayınlara çarptı, bordosunda görülen yoğun bir dumandan sonra, üç dakika içinde battı. Personelin hemen hepsi (604 kişi) gemiyle birlikte sulara gömüldü.

Bu sırada saat 16.00’a doğru birinci guruptan olan ve sabahtan beri topçu ile çarpışırken bir hayli yara alan İngiliz Inflexible zırhlısının bir mayına çarptığı ve geminin tehlikeli bir şekilde yatmaya başladığı görüldü. Geriye çekilerek kendini kurtarmaya çalışıyordu. Aradan daha 10 dakika geçmeden aynı felaket İngiliz Irresistible zırhlısının başına da geldi.  O da 16.10 sıralarında yine Nusrat’ın mayınlarından birine çarptı. Hareketsiz kalan geminin mürettebatı Amiral Gemisi Queen Elizabeth’e alındı. Türk topçularının ateşiyle de az sonra sulara gömüldü. Bu koşullarda harekâta devam etmek donanmanın mahvına sebep olabilirdi. Amiral De Robeck geri çekilme emrini verdi. Bu sırada saatler 17.50’ı gösteriyordu ve savaş başlayalı 6,5 saat olmuştu. Çekilme emrinden 15 dakika sonra İngiliz Ocean zırhlısı Nusrat’ın bir başka mayınına çarptı. Ocean da biraz önce imdadına koşmaya çalıştığı Irresistible gibi boşaltıldı ve kaderine terk edildi. Az sonra Türk topçusu onun da işini bitirecek ve sulara gömülecekti. 1915 yılı Mart ayının o Perşembe günü akşam karanlığı basarken yenilmez kabul edilen muhteşem donanma hırpalanmış, yaralanmış, üç büyük zırhlısını geride bırakmış, o cehennem boğazından uzaklaşmaya çalışıyordu. Öğle saatlerinde başlayıp akşama doğru biten bu bir günlük boğaz harbinde, savaşa büyük ümitlerle başlayan büyük donanmanın kaybı, bu gamı arttıracak bir boyuttaydı. Fransız Bouvet, İngiliz Irresistible ve Ocean zırhlıları batmış, İngiliz Inflexible, Agamemnon ve Fransız Suffren, Gaulois zırhlıları görev yapamayacak şekilde ağır hasara uğramıştı. Bu donanmanın savaş gücünün üçte biri gibi önemli bir oranıydı. Ayrıca 2 muhrip ve 7 mayın arama-tarama gemisi de batmıştı.  Donanmanın asker kaybı da 900 kişiyi bulmuştu. 
Türk tarafının kaybına gelince, bugünkü savaşta 58 şehit ve 74 yaralı verilmişti. 9 top elden çıkmış tabyalarda ağır hasarlar meydana gelmişti. Çanakkale şehri ve karşısındaki Kilitbahir köyünün bir bölümü yanmış ve yıkılmıştı.
Almanların kaybı ise 18’dir. İngilizler bugünkü savaşta öğleden sonra ateşimizin zayıflamasından cephane sıkıntısı çektiğimizi anlamışlardı. Bunun içinde üçte bir kaybımıza rağmen ertesi günde savaşı sürdürmeyi düşünenler vardı. Ancak uzun tartışmaların sonunda gemilerin üçte biri yeni bir saldırıyla elden giderse İngilizler deniz egemenliğini ve üstünlüğünü kaybedebilirlerdi. İşte bu denli endişeyle boğazı denizden geçme düşüncesini ertelemek zorunda kaldılar.

Çanakkale Mehmet Akif Ersoy İl Halk Kütüphanesi