T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Çanakkale Mehmet Akif Ersoy İl Halk Kütüphanesi

Karaya Asker Çıkarma (25 Nisan Çıkarmalar)

KARAYA ASKER ÇIKARMA (25 NİSAN ÇIKARMALARI)

SEDDÜLBAHİR ÇIKARMASI

       25 Nisan sabahı, İngiliz 29. Tümen’i donanmanın yoğun ateş desteğinde Seddülbahir bölgesinde beş ayrı yere (Y: Pınariçi Koyu, X: İkiz koyu, W: Tekke koyu, V: Ertuğrul koyu, S: Morto koyu) çıkarma yapmaya başladı. İlk hedef olarak Alçıtepe ele geçirilecek, Kilitbahir Platosu’na ilerleyerek merkez tabyaları susturulacak, boğaz giriş bölgesi elde edilecekti. Bu bölgeyi Yarbay Hafız Kadri komutasındaki 26. Alay’ın Binbaşı Mahmut Sabri’nin komuta ettiği 3. Tabur’u savunmaktaydı.

    Donanmanın üstün ateş desteğinde, Seddülbahir kıyılarına çıkarma yapan İngiliz kuvvetleri, bu kıyıları savunan kahraman Türk askerinin çok şiddetli mukavemeti ile karşılaştılar. Takım ve manga kuvvetinde küçük birlikler halinde tertiplenen Türk birliklerinin açtıkları ateş sonucu, binlerce İngiliz askerinin cesetleri sahilleri doldurmuştu. Ezineli Yahya Çavuş, takımıyla Ertuğrul Koyu’na River Clyde ve Albion gemilerinden çıkarma yapanlara karşı 12 saat savunmuş düşmanı perişan etmiştir. 25 ve 26 Nisan günlerinde, kahraman Türk askerinin bu direniş karşısında çok büyük zayiat veren İngiliz kuvvetleri bekledikleri başarıyı elde edememiş ve hedefleri olan Alçıtepe’yi ele geçirememişlerdi. Ancak, donanmanın ateş desteği ve takviyeler ile kıyıda tutunabilmişlerdir. Bu harekât esnasında 3. Tabur’un 10. Bölüğü Ertuğrul Koyu’nu, 11. Bölük Tekke Koyu’nu, 12. Bölük ise Morto Koyu’nu savunmaktaydı. Özellikle Ertuğrul Koyu’nda düşmanın saatlerce ilerleyememesinin sebepleri Yahya Çavuş ve orada görev alan askerlerin üstün cesaretinin yanı sıra deniz içine açılmış lağımlar ve çıkarma noktasının hemen ilerisindeki tel örgü hatlarıydı. Açılan lağımlar, ağır yük taşıyan askerlerin ilerlemesine engel olmuş ve tel örgüler de karaya çıkan askerleri oldukları yerde sabit kalmaya mecbur itmiştir. Bu sayede de Türk çapraz ateşi etkili faydalar göstermiştir.


 

 Morto Koyu (S beach) Çıkarması



       Üç savaş gemisinin korumasında 3 piyade bölüğü saat 07.30’ da karaya çıkmayı başardı. Bunlar 1. taburdan oluşuyordu. Bunun karşısındaki Türk kuvveti on katı kuvvet ve şiddetli donanma ateşi altında ağır zayiat vererek 1,5 km. kuzeye çekildi. Bu takımın bağlı olduğu 8. bölük ile takviye edilen Türk birliği, cesaretle yaptığı taarruzla biraz ilerleyen çıkarma birliklerini eski hisarlığa attı. Düşman burada savunmada kaldı. Anadolu tarafındaki sahil bataryaları menzili yeterli olmadığı için bu duruma karşı koyamadı.

 

Ertuğrul Koyu (V beach)Çıkarması

        Seçme bir tümen olan 29. İngiliz Tümeninin Komutanı General Hunter Weston asıl çıkarma yeri olarak Ertuğrul koyu ve batısındaki işaretli Tekke koyunu seçmişti. Bu nedenle bu kaya ilk adımda bir alay, 2. kademe olarak ta yine bir alay ayırmıştı. Donanma da öncelikle bu çıkarmayı destekleyecekti. İlk hücum kademesindeki İrlanda taburunu taşıyan çıkarma araçları, çıkarma araçlarının burunlarına yerleştirilen ağır makineli tüfekler de yakın mesafeden bu cehennem ateşine katılmışlardı. Bu ateş desteğinde ilk çıkarma araçları kıyıya ulaşmış ve İrlandalı askerler kumsala çıkmışlardı. Türkler düşmanı şaşırtan bir baskınla tüfeğini ateşledi. İrlandalı erler neye uğradıklarını şaşırdılar. Kimi denize atlıyor, kimi taşıt araçlarının içinde kendini korumaya çalışıyordu. İngilizler River Clyde adındaki kömür gemisini çıkarmada kullanmak üzere hazırladılar. Gemi çıkarma sırasında kıyının az açığındaki sığlığa oturmuştu. İçinde iki taburu aşkın İngiliz askeri vardı. Bir iskele kurularak İngiliz askerlerinin iskelelere fırlamasıyla yeni bir çatışma başladı. Üç saat süren bu çarpışma sonrası; İrlanda taburundan sağ kalan 200 asker, kıyıda üst üste dar bir toprak parçasında tutunmaya çalışıyor, River Clyde’da 2000’ e yakın asker hapis olmuş çıkamıyor. Her iki tarafta % 7’ye yakın kayıp vermiş, subayların çoğu saf dışı kalmış. Düşman donanması o gün Ertuğrul koyunda 4650 top mermisi atmış idi. Bütün bunlara rağmen Türk tarafı azimle direniyordu. İngilizler bu umulmayan direniş karşısında şaşırmış ve en büyük kuvveti ayırdıkları 2. kademe olayı çıkarmaktan vazgeçtiler.

Tekke Koyu (W beach) Çıkarması

      Tekke koyunda da Ertuğrul koyundaki çatışmaların hemen hemen aynısı yaşamakta idi. Günün ilk ışıklarında başlayan 45 dakikalık bombardımandan sonra 29. İngiliz tümeninin bir taburu, 40 kadar küçük çıkarma aracı ile kıyılara ulaşmış idi. Erler kumsala ve sığ sulara atladıklarında aynı şeylerle karşılaşmışlardı. Kimi denize atlamış kimi saklanmıştı. Bu şaşkınlıktan kurtulan İngiliz donanması az önce geriye kaydırdığı ateşlerini tekrar kıyıya oturttu. Muhripler kıyıya biraz daha sokuldular ve bir ateş silindiri ile 12. Bölüğe ölüm kusmaya başladılar. General Hunter Weston gördüklerine inanmıyordu. Asıl başarıyı bekledikleri ve kuvvetlerinin büyük bir kısmını ayırdıkları bu koyda gördükleri ile tam bir yenilgiye düşmüşlerdi.

İkiz Koyu ( X beach) Çıkarması

     Çıkarma 06.00’da başladı. Düşman bu bölgeye 2 tabur ayırmıştı. Birinci kademedeki İngiliz Hassa Taburunun ilk erleri kıyıya ayak bastığında diğer yerlerde olduğu gibi bir ateş baskınına uğramadı. Çünkü 6. bölük buraya 9 kişilik bir manga ayırabilmişti. Saat 7.30’ da düşmanın iki taburu da, bir kayba uğramadan kıyıya çıkmışlardı. Sabah 08.15’ de İkiz koyundaki iki taburu aşkın İngiliz Birliği kendisinin 8’de biri kuvvetindeki Türk birliklerinin taarruzu karşısında şaşırmışlardı ve ilerlemeleri durmuştu.  Türk taarruzuna uğramayan diğer bölgelerdeki İngiliz kuvvetleri yakındaki Karacaoğlan tepesine doğru ilerlemeye başladılar. 9. Bölük bir tepede İngilizlere karşı bir taarruz düzenledi. Karacaoğlan tepesine tırmanan İngilizlere yapılan taarruz onları geriye attı ama sonucu değiştirmedi.

       Kuvvetli donanma desteğinde saldırıya geçen bir taburdan fazla düşman kuvveti. Saat 11.00’ de tepeyi alarak hâkim bir duruma geldi. 29. Tümen Komutanı General Hunter Veston Ertuğrul Koyu ve Tekke Koyu kumsallarında karşılaştığı direniş karşısında planında değişiklik yaptı ve buraya çıkarmayı planladığı 88. Tubayı İkiz Koyu’na kaydırdı. Burada Türklerin az kuvveti vardı ve durum ümit vericiydi. İlk çıkan 2 taburdan sonra şimdi de 88. Tugay’ın 4 taburunun saat 09.00’ dan sonra arka arkaya ikiz koyuna çıkmaya başlaması ve Karacaoğlan tepesinin elden çıkması Türk Seddülbahir cephesi için büyük bir tehlike oluyordu. Karacaoğlan Tepesini ele geçiren İngilizler şimdi de Ay tepesini almak için baskıyı arttırmışlardı. Ama 12 bölük direniyordu. Bir yandan da düşman çıkarmasına devam ediyordu. 13.00’ de River Clyde’daki iki tabur hariç 29. İngiliz tümeninin aşağı yukarı tüm birlikleri kıyıya çıkmış bulunuyordu. Bu hesapla çıkanlar on taburu, yani ortalama 13–14.000 kişiyi buluyordu. Bunun 7 taburu Karacaoğlan Tepesinin düşmesi sonucunda birleşen  ( X ) ve ( W ) hattında, üç taburu ( V ) bölgesinde idi. Karacaoğlan tepesinde 9. ve 7. Türk bölüğü kendisinden üstün olan İngilizlerle boğaz boğaza savaşarak, onları kıyı şeridine hapsetmişti.

Zığındere (Y beach) Çıkarması
     Düşman savaş gemileriyle ışıklarını söndürmüş saat 2. 30’ da 2 tabur halinde kıyıdaki yerini almıştı. Çıkarma araçları daha gün ışımadan saat 04.30’ da ilk kademeyi kıyıya ulaştırmıştı. 2 saat içinde iki taburun tamamı kıyıya çıkmıştı. Buraya sayı itibariyle 2000 düşman askeri çıkarılmıştı. Bu gece çıkarmasıyla tam bir baskın olmuştu. Türk tarafında sadece 6. bölük vardı. 26. alayın komutanı Yarbay Kadri son bölüğü Zığındere’deki İngilizler üzerine sürdü. Kirte’den gelen 5. bölükte düşmana taarruza geçti. İngilizler 5. bölüğün bu hücumu karşısında şaşırmışlardı ve savunmaya geçmişlerdi. Daha sonra 3. Türk taburu saat 16.00’ da taarruza başladı. İngilizler bu taarruz karşısında bir daha saldırdılar. Ancak Türklerden daha çoktular. Gerek donanma topçusu gerek ağır makineli tüfekleri burada imdatlarına yetişti. General Marshall komutasındaki birlikler Zığındere’de denize dökülmekten kurtuldular.

      Gelibolu yarımadası güney bölgesindeki Bu beş çıkarma sonucunda İngilizler kıyılara çıkmışlar ve beklemedikleri direnişle karşılaşmışlardı. General Hunter Weston, 12 taburdan oluşan tümeninin 10 taburunu karaya çıkarmıştı. Ama derinliği ancak 1, 5 kilometre ile 300 metre arasında değişen küçük ve dar bir kıyı kesimini ele geçirmişlerdi.

ARIBURNU ÇIKARMASI
     5. Ordu Komutanı General Liman von Sanders’in kişisel değerlendirmesi ve savunma planlarına uyularak Arıburnu bölgesi Seddülbahir’de olduğu gibi, zayıf kuvvetlerle tutulmuştur. Yarbay Şefik (Aker)’in komutasındaki 27. Alay’ın Binbaşı İsmet komutasındaki 2. Tabur’u bu bölgeyi örtmek ve savunmakla görevlendirilmişti.

      Çıkarma yapacak Anzac Kolordusu Komutanı Kor-General Birdwood’un planı; çıkarmaya müteakip, Kocaçimen-Conkbayırı-Kemalyeri-Kavak Tepe-Kabatepe hattını ele geçirmekti. Çıkarma Kabatepe bölgesine planlanmıştı. 25 Nisan 1915 sabahı, muhripler karaya çıkacak Anzac askerlerini taşıyan tekneleri Kabatepe’nin bir mil kadar açığında bıraktılar. Akıntı veya rüzgâr nedeni ile mi yoksa kılavuz hatası sonucu, nedeni kesin bilinmemekle ilk çıkarma dalgası hedeften saptı, planlanan yerin 1.500 m. kuzeyine, yani Arıburnu sahiline – sonradan Anzac Koyu olarak adlandırılan koy – yanaştı. Yanlış sahile çıkan Anzac askerleri şaşkınlık içinde idiler. Etrafı yüksek tepelerle çevrili bir alanda sanki kapana sıkışmışlardı. Türk tarafı da düşmanın bu sahile çıkacağına ihtimal vermemiş, bu nedenle sahil zayıf bir kuvvetle savunuluyordu. Az sayıdaki Mehmetçiğin – Haintepe’de Asteğmen Muharrem komutasında 2. Takım, Yükseksırt-Bombasırtı’nda Gelibolulu Süleyman Başçavuş Komutasında 3. Takım (ihtiyat), Balıkçı Damları’nda İbradalı Hayrettin komutasında 1. Takım – şiddetli ve isabetli ateşleri ile kıyıya ilk çıkan bu düşman birliğinin tamamına yakını imha edilmiştir. İlerleyen saatlerde, donanmanın topçu ateşi desteğinde kıyıya çıkabilen çok sayıdaki düşman kuvveti;  sayıları azalan,  takviyelerin gelememesi ve cephanelerinin bitmesi üzerine çaresiz kalan askerlerimizin Conkbayırı’na doğru taktiksel geri çekilmeleri üzerine, Arıburnu Sırtı’nı (Kanlısırt, Kırmızısırt ve Cesarettepe) işgal etmiştir.

        Gün ağarırken Arıburnu istikametinden top seslerinin gelmesi üzerine 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal bir çıkarma yapıldığını anlayarak durumu Ordu Komutanı’na bildirmişse de bir cevap alamadı. Durum çok kritikti, sahilde çok zayıf gözetleme ve koruma birlikleri bulunuyordu. Geniş bir sahile yayılmış 27. Alay çok zayiat vermişti. Düşmanın Conkbayırı-Kocaçimentepe hattı ve uzantısını ele geçirmesi halinde telafisi mümkün olmayacak durumlarla karşılaşılacağı muhakkaktı. Bütün bunları düşünen Mustafa Kemal, Ordu’dan emir gelmemiş olmasına rağmen inisiyatifini kullanıp sorumluluğu yüklenerek, Yarbay Hüseyin Avni’nin komuta ettiği 57. Alay’ı bir cebel bataryası ile Kocaçimentepe istikametinde harekete geçirdi. Kendisi de durumu izlemek üzere Conkbayırı’na çıktığında, kıyının gözetleme ve korunmasıyla görevli erlerin çekilmekte olduklarını gördü.

Mustafa Kemal, çekilen erlere:
- Niçin kaçıyorsunuz? dedim. 
  - Efendim düşman! dediler.
  - Nerede?
  - İşte, diye 261 Rakımlı Tepe’yi  gösterdiler.

        Gerçekten düşmanın bir avcı hattı 261 Rakımlı Tepe’ye yaklaşmış ve sakınmadan ilerliyordu.  Şimdi durumu düşünün. Ben erler on dakika dinlensin diye kuvvetlerimi bırakmışım. Düşmanda bu tepeye gelmiş. Demek ki düşman bana benim elerimden daha yakın. Düşman benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecektir. Kaçan erlere:

 - Düşmandan kaçılmaz, dedim.
 - Cephanemiz kalmadı, dediler.
 - Cephaneniz yoksa, süngünüz var dedim ve bağırarak bunlara süngü taktırdım; yere yatırdım. Bu erler süngü takıp yere yatınca, düşman erleri de yattılar. Kazandığımız bu andır.”

        Mustafa Kemal, karşı taarruza geçen birliklerin komutanlarına şu tarihi emrini vermişti. “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir.”

           27. Alay’ın birlikleriyle takviye edilen 57. Alay’ın yaptığı taarruz ve süngü hücumları sonucu, Anzac kuvvetleri çareyi kaçmakta buldular. Anzac Kolordu Komutanı Birdwood’un bütün planları alt üst olmuş, koca ve güçlü Anzac Kolordusu, dar bir kıyı şeridinde bir kargaşa içinde üst üste yığılıp kalmıştı. Anzacların moralleri çökmüş, ümitleri sönmüştü.

Çanakkale Mehmet Akif Ersoy İl Halk Kütüphanesi