T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Çanakkale Mehmet Akif Ersoy İl Halk Kütüphanesi

HARAPKALE

HARAPKALE


       Seddülbahir köyünün çıkışında sağ taraftan içeriye doğru bir patika yol gider. Bu yol izleyenleri 25 Nisan 1915 gününün yaşayan canlı tanıklarından olan Harapkale'ye ulaştırır. Seddülbahir'de 25 Nisan'dan günümüze sadece üç tanık kalır, bunlar: Seddülbahir Kalesi, Harapkale ve bugün hala kumsalda bulunan küçük tümsekçik.
       25 Nisan 1915 günü saat 04:30 da donanma topçusunun atışa başlaması ile beraber düşmanın durumunu daha iyi gözlemleyebilmek için 26. Alay 3. Tabur komutanı Binbaşı Mahmut Sabri Bey Harapkale tepesine gelir. Bu sırada Ertuğrul Koyu cehenneme döner. "Hayatı korumak için kazılan avcı hendeklerinin bir kısmı mezar vazifesi gördü." diye bahseder hatıralarında,  bombardımanın sonuçlarından Mahmut Sabri Bey. 
       Çıkarmanın ilerleyen saatlerinde Ertuğrul Koyu'ndaki çıkarmaya engel olmak için bir bölüğe daha ihtiyaç olunduğu Harapkale Bölük Kumandanlığı tarafından bildirilir. Bunun sonucunda 11. Bölüğün iki takımı yüzbaşısı ile beraber Harapkale'ye gönderilir. Bu sırada Ertuğrul Koyu'nda Yahya Çavuş ve askerleri destanlar yazmakta idi. Tekke koyu'na çıkmayı başaran müttefik askerleri tarafından kuşatılma riski ortaya çıkınca Yahya Çavuş Harapkale�sine bölük komutanının yanına çekilmeye mecbur kalır. Bölük komutanlarının şehit olması ve Tabur komutanının yaralanması bu kahraman askerin adının duyulmasını engellemiştir. Bunlardan Bölük komutanı 26 Nisan günü öğleden sonra şehit olur. 
       Müttefik askerlerinin amacı Gözcübaba tepesi ile Harapkale arasında ki hattı ele geçirerek Kirte'ye (Alçıtepe) giden yolunu açmaktı.
       26 Nisan günü saat 14:00 sularında Harapkale'nin müttefik askerleri eline geçmesi ile birlikte Türk birlikleri 2. savunma hattına doğru çekilmeye mecbur kalır.  Bu sırada Tabur Komutanı Binbaşı Mahmut Sabri Bey Harapkale2nin hemen arkasındaki sayıları 70 kadar olan  yaralılara ne olacağını düşünmektedir.  Yaralılara burada kalacaklarını, düşmanın yapılan antlaşmalar gereği kendilerine bakmak zorunda olduğu söylenir ve yanlarına ekmek çuvalı ve su bırakılır. Yaralılar ise dünden beri araba geleceğinden bahsediyorsunuz şimdi ise bizi bırakıp gidiyorsunuz diyerek sitem ederler. Fakat Mahmut Sabri Bey kendilerini geri götürme imkanı olmadığı için gözü yaşlı olarak evlatlarını burada bırakmak zorunda kalır. Sonrasında ise bu askerlerin akıbetinin ne olduğu bilinmemektedir.

Çanakkale Mehmet Akif Ersoy İl Halk Kütüphanesi